3 Haziran 2012 Pazar

Tattoos







Bana göre dövme; erkeğe de kadına yakışan en güzel şey. Bunlarda son zamanlarda görüp beğendiklerim.

In my opinion tattoos are the most suitable thing for men & women. These are the ones that I liked recently.



Zambak çiçeği / arması

Fleur-de-lys


Anne ve babasının imzalarının dövmesi. AYNISINI YAPTIRMAM GEREK.

His parents' signatures. I  MUST get it.
 
 
Kız kardeş dövmeleri.

Sister tattoos
 
 




 


Bu bir sanat!

This is art!














Evet, çapa seviyorum :)

Yes, I like anchor :)


28 Mayıs 2012 Pazartesi

Bikinis Bikinis Bikiniiiss



İşte benim en sevdiğim mevsim geldi. YAZ! Yaz nedir? Tatildir, denizdir, kumdur, güneştir. Mümkünse yurtdışı seyahatleridir. Ama ben eşittir bikinidir. Ayakkabıdan daha çok bikini takıntım var ve nerde hangisi hoşuma giderse alıyorum. En sevdiğim marka ise tabiki Victoria's Secret! 

Drum rolls for my favourite season, SUMMER! What is summer? Summer is vacation, sea, sand, sun. If it is possible going abroad. But me equals to bikini. I have bikini obsession more than shoes and I buy every bikini that  I like. My favourite brands is of course Victoria's Secret!





Bu 2010 sezonundan kalma bir bikini ama hala favorilerimden biri.
This bikini is in 2010 season but still is in my favourite ones.



Geçen yıl aldığım bikini.
I bought that bikini last year.









Bu bikinilerse almak istediklerim. Sizin beğendikleriniz hangileri?
These are the ones that I would like to buy. Which one do you prefer?

27 Mayıs 2012 Pazar

Maroon 5 - Payphone


This is the latest video of Maroon 5. I really love Adam Levine :)

If happy ever after did exist
I would still be holding you like this
All those fairytales are full of shit
One more stupid love song I'll be sick
Enjoy it! :)

This post is highly recommended!

You can understand from the choice of my blog name I am a huge fan of Marc Jacobs. This lucky blogger chicmuse from France had a chance to visit Marc Jacobs Museum. You should definitely check these gorgeous stuffs by clicking on that link.

21 Haziran 2011 Salı

Tatil Moduma Giremedim!

Okulumun kapanmasıyla yıl içindeki annemin büyük çabalarıyla bulmuş olduğum stajım başladı. Ay nasıl kötü oldum anlatamam. Son finalimden çıkmışım, staj 2 hafta sürücek biticek diye düşünüyorum, yavaştan tatil programları yapmaya başladım, hatta ertesi gün İstanbul'a kaçma planlarım var gizli gizli. Ben ne zaman annemlerden gizli bi iş çevirmeye kalksam başıma bişey geldiğinden göze alamadım annemi aradım. Dedim anne ben yarın İstanbul'a gidiyorum günübirlik sen izin vermezsen de kaçıcam hani beni evde bulamazsan falan bil ki İstanbul'dayım. O da ondan hiç beklenmicek bir şekilde "E gitmişken bari 3-4 gün kal kafanı dinle" dedi, şaşırdım. Annem öyle sert, dediğim dedik bir kadın değildir ama istediğini de illa ki yaptırır. İyi dedim tamam ama meğer o fırtına öncesi sessizlikmiş. "Pazartesi stajın başlıyo 1 ay yapıcakmışsın haziran ayı içinde tatile çıkamazsın o yüzden gitmişken kal bir kaç gün" dedi. Ben zaten o sıra ölümüne mutsuzum, artık mutsuzluğum fiziksel olarak yansımaya başlayıp bana mide bulantıları baş ağrıları nefes darlığı olarak geri dönüyo, bir de bunu duymamla göğsüme bir filin pat diye oturduğunu hissettim. Ben öyle çoğu insan gibi de her moralim bozuk olduğunda falan ağlayamam o birikir birikir 3-4 aya bi ağlarım onda da ne ağlama. Artık elimdeki bardağı düşürüp kırsam ona ağlayacam o derece kötü oluyorum ve bunlar krize dönüşüyo. Neyse benim yine o 3-4 ayda bir gelen anlarıma denk geldi hüngür hüngür ağlamaya başladım telefonda. "Ben kendime göre tatil planı yapmıştım gidicektim içine etti her şeyin aaaaaa!!!" şeklinde ağlamaya başlayınca annem de istemiyosan gitmezsin dedi. Hayır şimdi onu da göze alamıyorum. İyi bi yerde staj imkanı bulmuşum, mezun olduğumda milletin hayran kalıcağı özelliklerim de yok. 4 dil biliyo, Amerika'da zart, İspanya'da zurt eğitimi almış da değilim. Sakinleyince dedim kızım saçmalama zaten ortalaman etkileyici değil bari en azından şu yaptığın stajlarla bi yerden yırt. Annemi tekrar aradım dedim tamam gitcem ben staja 1 ay ama o zaman İstanbul'a yarın değil şimdi giderim o da onayladı. Işık hızında bir bavul hazırladım ve ilk kalkan otobüse bindim. Bir tane de amca vardı önde oturan host bey'de herkese gelip nerde iniceğini soruyodu amca'ya sordu cevap olarak "İstanbul" dedi. CANIM YURDUM İNSANI! Sanki İstanbul üzerinden geçip Marmara turu yapıcaz. "Hayır amcacım Esenler, Kavacık ya da Ataşehir'de iniceksiniz" dedi Host bey amca da karar veremedi nerde ineceğine. muhabbetinde gerisi beni sarmadı, dinlemedim. Neyse, küçük İstanbul tatilim hızlı ama dolu dolu geçti baya kafa dağıttım. Sonra da dönüp staja başladım. 2 haftadır taa şubatta gönderilen mektupların ellerine ulaşıp ulaşmadığını öğrenmek için yaklaşık 300 isimle telefon görüşmesi yaptım. Adam nerden hatırlayacak Şubatta gelen mektubu? Ha bir de o asistan mı sekreter mı artık kendilerine ne ad veriyolarsa onlardaki göt kalkıklığı yönetim kurulu başkanlarında yok! Lan bi de sen yönetim kurulunda olsaymışsın napıcaktın acaba?! Öyle konuşma tarzını karşı tarafı küçük görmeyi Fransızlarda görmedim ben. Şu an stajımın son haftasına geldim. Cuma günü stajı bitirip, cumartesi siktirip gitmeyi planlıyorum bu diyarlardan. Kendimi o kadar alıştırmışım ki tatil yapmadığıma yapmicağıma, hiç alışverişe çıkmadığımı fark edip bugün bir alışveriş merkezini talan ettim.Bu yaza çok pozitif bakıyorum, elimdeki olanakları iyi değerlendirirsem birini bulurum heralde.

20 Haziran 2011 Pazartesi

En Takılınmayacak Şeye Takıldım Bu Ara Hakkımda Hayırlısı

Twitter'ın da ülkemizde iyice popülerleşmesinden sonra her konu da herkes bir şey yazar, düşüncelerini paylaşır hale geldi. Son aylarda en çok takip ettiğim kişiyse Zeynep Turan. Aslında tam olarak takip ediyo sayılmam. O kadını takip edenlerle dalga geçtiğimden sonradan gidip de "follow" tuşuna basamadım. Neyse, kadın ayrı bi kafalarda bu çok belli. Bir de hiç eleştiriye gelemiyo. Biri kötü bir şey dedi mi hemen savunmalarda "beni takip etmek zorunda değilsiniz" bla bla bla. O Twitter'daki bio kısmına da "Yaşam koçu, ilişki danışmanı, psikolog, astrolog" yazmış. Ablam sen daha benim burcumun temel özelliklerini bilmeden bi tarafından sıkarken ben sana nasıl ilişkimi danışiyim? Zaten yeni ayrılmışım. Yoksa sen bilsen daha mı iyi olucaktı hııı??!! Ama benimki bir "hopeless case" olduğu için kimse derdine çare bulamıyo. Kendi burcumu okuyorum kötü bir şey diyosa sinirleniyorum iyi bir şey derse de en ufak bir sevinme olmuyo içimde. Dicen ki niye okuyosun? Merak ediyorum napiyim! Aynı zamanda benim ex'in de burcunu okuyorum, maşallah hem o hem ben aşk dolu bi yaz geçiricekmişiz. Napiyim abi buna seviniyim mi? O geçirmesin lan bana ne! Kendi halinde bi burhan geçirip kendini içkiye versin. Evet evet bu yazdan en büyük beklentim o. Bir şeyi kendine sorun edinsin, başlatmasın aşkına! Bir de Zeynep Turan'ın beğenmediğim bir özelliği de benim ex'in burcunu fazlasıyla övüp benimkini yerden yere vurması, keşke 1 ay geç yada 1 ay erken doğsaydım düşüncelerini aklıma sokması. Kendi burcu mu artık nedir tamam Zeynep en mükemmel sizsiniz. Sadece sinirlenmeme sebep olan bu kadını hayatımdan çıkarmam lazım. Ne biliyim en azından onun Twitter hesabı kafayı yesin biri hacklesin falan ulaşılmaz olsun. Aman şimdi dediğim oluverir de benden bilir sonra neme lazım. Neyse Zeynep Teyze sen yazmaya devam et ben de seni takip etmemeye çalışıcam. Zaten burca fala fazla inanan bir insan değilim 3 kuruşluk eğlenceminde içine ediyosun burcumu kötüleyerek.